İbrahim Bey Camii
1465 yılında Zağnos Paşa’nın oğlu Mehmet Çelebi tarafından yaptırılmıştır. 1739 yılında Yahşi Bey oğlu İbrahim Bey tarafından ikinci defa inşa edilen eser kendi adına yaptırılmış olup, bu isimle anılmaya başlanmıştır. Kare planlı eserin duvarları kesme taştan olmasına karşılık üstü ahşap ve kiremit çatılıdır. Köşeleri çıkıntılı olan duvarlardaki toplam onbeş pencere iç mekanı aydınlatır. Harime batı ve kuzeydeki iki kapıdan girilir. Son cemaat yeri, ibadet mekanına dahil edilip kapalı bir hale getirilmiştir. Burada da duvara gömülü küçük bir mihrap bulunmaktadır. Kuzey cephe duvarına bitişik mahfil balkon şeklindeki ikinci katıdır. Taştan yapılmış doğu kapısı, taş işlemeciliğinin güzel bir örneğidir. Taş sütunlarla çevrili olup, sütun başlıkları kabartma bitki motiflidir. Kapıyı çevreleyen yuvarlak kemerin ortasındaki damla taşı da aynı şekilde süslenmiştir. Taştan yapılmış minare ise iki şerefelidir. Bu özellikleri süsleme açısından ve minaresindeki şerefeden ötürü diğer camilerden ayrılmasına sebep olmuş ve cami bu haliyle tanınmıştır. 1739’da ikinci defa edilmiş bu eser, 1900 yılında Kunduracı Hacı Arif Ağa’nın depremden zarar gördüğü için esaslı bir şekilde yeniden yaptırdığı camiye “Hacı Arif Ağa” camii de denilmektedir. 1992 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde restorasyon yapılmıştır.